top of page

MANEVİ DİNAMİKLERİYLE

E  T  İ  M  E  S  G  U  T

   Anadolu’nun her köşesinden gelen insanlardan oluşan Etimesgut, sahip olduğu manevî değerler açısından Türkiye’nin küçültülmüş bir hâlidir denilebilir. Cumhuriyetin temel ilkelerinden olan Laiklik ilkesine bağlı kalarak her Etimesgutlu manevi yaşantısını özgür biçimde yaşayabilmektedir.

Etimesgut’ta her mahallede bölgenin ihtiyacına cevap verebilecek yeterlilikte ibadethane bulunmaktadır. 

Etimesgut’un manevi dinamikleri olan Ahi Mesut, Ahi Elvan ve Emiryaman Hazretlerinin kabirleri belediye tarafından restore edilerek ziyarete açılmıştır. Şehit Ali Köyünde “Şehit Ali” isimli zatın kabri bulunmaktadır. 

Bölgenin yeni yapılan camileri modern bir çizim ve görünüm mimari anlayışıyla çizilmiş ve geniş yeşil bir alana inşa edilmiştir. 

İlçede milli ve manevi duygulardan kaynaklanan bir kardeşlik ruhu hakimdir. İlçede hakim olan kültürel, sosyal ve manevi atmosfer, asayiş olaylarını asgari düzeye indirmiştir. Etimesgut, Ankara’nın bu yönüyle en sakin ve en huzurlu ilçelerinden birisidir. 

AHİLER

         1071 Malazgirt Meydan Savaşından kısa bir süre sonra, Anadolu’nun büyük çoğunluğu gibi Ankara ve Etimesgut da Türklerin eline geçmiştir. XIII. ve XIV. yüzyıllar boyunca Anadolu’nun Türkleşmesini sağlayan Türk boylarının bölgeye yerleşmesiyle Ankara ve Etimesgut bir Türk şehri özelliği kazanmıştır. 

Anadolu’ya yerleşen Türk boyları arasında kökü Orta Asya’ya, Horasanlı esnaf ve sanatkarlara kadar uzanan ahilik, bir kurum olarak örgütlenmiş ve toplumun her kesimine seslenen, sosyo-ekonomik ve dini bir dayanışma grubu olmuştur. Kırşehir’de Ahi Evran, Anadolu’ya gelen esnaf ve sanatkarları bir araya getirmiş ve “sanatta ustalık ve mesleki birlik” fikri ile “sosyal yardım ve dayanışma” duygusunu güçlendirmeye çalışmıştır (Metin, 2002:475). 

Anadolu’da toplumsal değişimlerin en fazla hissedildiği XII. ve XIII. yüzyıllarda öncelikle orta sınıf esnaf ve sanatkâr zümresi, daha sonra da diğer tüm toplum katmanları, belirli ilkeler çerçevesinde birbiriyle dayanışmış ve disiplinli bir teşkilat halinde Ahilik olarak birleşmişlerdir (Kaya, 2012:194-195). Ahilik aynı zamanda mensup olan gençlere ahlakî bir karakter kazandırma gayretinde olmuştur. Ahilikte fedakârlık ve îsâr düşüncesi, kendini topluma adama ve topluma hizmet aşkı, karşılık beklemeksizin dosta, düşküne, yolcuya ikram etme ve barındırma gibi hususlar yer alır (Çakmak, 2014:155). Bu hususlar Anadolu’nun Türkleşmesi ve Müslümanlaşmasına büyük katkı sağladığı gibi ahiliğin yaşattığı bu kurallar da Fütüvvetnamelerde yer almaktadır. 

Etimesgut sınırları dahilinde yaşamış Ahi Mesut, Ahi Elvan ve Emiryaman hazretleri, ahilik ilkeleri çerçevesinde yaşamış, çevresine önder olmuş, ‘iyi insan’ modelinde tarihi şahsiyetlerdir. Bu kişilere ait mezarlar, Etimesgut Belediyesi tarafından, hem ilçeye hem de şahsiyetlerine yakışır bir tarzda 2016 yılında projelendirilmiş, 2017 yılında yapımlarına başlanmış ve 2018 yılında tamamlanmıştır.

AHİ MESUD VE TÜRBESİ

     Ahi Mesud, Etimesgut isminin ilham kaynağı olan, hem Etimesgut sınırları dâhilinde Bağlıca’da hem de Kırşehir’de zaviyesi bulunan bir zattır. 1400’lerin başlarında Ankara’da yaşayan ve “Ahi Baba” diye anılan bir ahi reisi olup şehirdeki diğer meslek erbabı da ona bağlıdır. Mesleği debbağlık (deri işlemeciliği) olan Ahi Mesud’un Ankara’ya Kırşehir’den geldiği kabul edilmektedir. Ahilik bağı veya mesleki intisap olarak Ahi Evren’e nispet edilmektedir (Hacıgökmen 2014:135; Şahin, 2014:134-135). 

Değerli bir şahsiyet olarak, ahilik felsefesini ve prensiplerini öğretmek ve yaymak için görev üstlenmiştir. Doğum ve ölüm tarihleri konusunda net bir bilgi bulunmamakla birlikte 1460’ların başında vefat etmiş olmalıdır (Şahin ve Hacıgökmen, 2014:164). Ahi Mesud hakkındaki bilgiler, Bağlıca Köyüne kurduğu zaviyesi ve oğlu Ahi Sinan’a ait Ahilik şeceresinden öğrenilmektedir. 

Halen Kırşehir Müzesinde teşhir edilen Ahi Sinan şecerelerinde Ahilik, Ahi Mesud ve Ahi Mesud’un oğulları Sinan, Minnet ve Turud hakkında bilgiler bulunmaktadır (Köksal ve diğerleri, 2008:20-87; Hacıgökmen, 2007:110; Eravcı, 2014:135).

Osmanlı arşivlerindeki muhasebe defterlerinden, Etimesgut’un bulunduğu yerin Ahi Mesud’a ait bir vakıf arazisi olduğu ve burada tarımsal ürünler ile tiftik keçisi yetiştirildiği öğrenilmektedir. Nitekim 1463 tarihli tahrir defterinde Ahi Mesud Zaviyesi’nin vakfı kayıtlıdır (Maden, 2015:138). Bu vakıftan elde edilen gelirlerin Ahi Mesud Zaviyesi (3/4’ü) ile Ahi Şerafeddin Zaviyesi (1/4’ü) arasında paylaşılmaktadır. Yine Ankara’da vakıf sahibi Melike Hatun’un vakıf gelirlerinden Ahi Mesud Zaviyesine pay ayrıldığı Osmanlı kaynaklarında belgelidir. 

Çok sayıda arşiv belgesinde ismi geçen Ahi Mes’ud Zaviyesinin hiçbir kalıntısı günümüze gelememiştir. Ahi Mes’ud Zaviyesinin durumu hakkındaki rivayetlere göre zaviye, köyün yenilenen eski mezarlığının kenarındadır. Mezarlıktaki büyük bir mezar da Ahi Mesud’un mezarıdır (Hacıgökmen, 2011:55). Herhangi bir kitabesi olmayan bu mezar üzerine Etimesgut Belediyesi tarafından 2018 yılında altıgen planlı, baldaken tarzında açık bir türbe yapılmıştır. 

Ahi Mesud’un hatırasını yaşatmak, “Eli, kapısı, sofrası açık olma; gözü, dili, beli bağlı (kapalı) olma” prensiplerini genç nesillere aktarmak üzere yapılan Türbe’nin çevresine estetik güzelliğe sahip bir park yapılmıştır.

ahimesud poster.jpg
ahi-mesut-türbe ve cami (9).JPG
ahi-mesut-türbe ve cami (10).JPG
ahi-elvan-cami-türbe-(15)bg-org.png

AHİ ELVAN CAMİİ VE TÜRBESİ

       Elvan Mahallesi’ne (Köyüne) ismini veren Ahi Elvan, Selçuklu ve Ahiler dönemlerinde yaşamış birçok hayırlar yapan, tımar sahibi bir beydir. Ahi Elvan, Anadolu topraklarının Türkleşmesi sırasında üzerine düşen görevleri hakkıyla ifa eden, savaşlarda askerleriyle sefere katılan, barış zamanı topraklarından elde ettiği gelirler ile birçok insana yardım eden çalışkan, cömert, cesur, ahlaklı, mütevazi, konuksever, Ankara merkezde zaviyesi de olan bir beydir. 1463 tarihli tahrir defterinde Ankara’daki Küçek Köyü ile Okçu Köyünün, Murad Hüdavendigâr zamanından beri ona tımar olarak verildiği belirtilmektedir. Çubuk’taki Kızılcaşehir köyü de onun kadim tımarıdır.

Ahi Elvan, 1382-1383 yılında Ankara’da vefat etmiştir.

Ahi Elvan’ın kendi döneminde köyüne yaptırdığı “Elvan Camii” çeşitli bakım, onarım ve yenilemelerle günümüze kadar gelmiştir. Caminin bahçesindeki bir seki üzerinde Ahi Elvan’ın kardeşleri ve Ahi Elvan’ın makam mezarı olduğu rivayet edilen iki mezar vardır. 

Etimesgut Belediyesi tarafından Orta Asya İslam alimlerinden Yusuf Hemedani’nin camii ve kabrinin benzeri bir proje, Ahi Elvan için de gerçekleştirilmiştir. 

Cami ile bahçesinde Ahi Elvan Hazretlerinin olduğu belirtilen kabir,  Ahi Elvan’ın yaşadığı dönemin mimari ve estetik özellikleri göz önünde bulundurularak  2018 yılında yaptırılmıştır. Cami ve Türbe Etimesgut’un önemli manevi ve kültürel değerlerinden birisidir.

bgahi-elvan-cami-türbe (14).png
emiryaman bg.jpg

EMİRYAMAN VE ANIT MEZARI

utalmışoğlu Süleyman Bey ve askerleri 1073 yılında Ankara ve Etimesgut’u fetheder. Fethedilen yerlere de muhtelif Türk boyları gelip yerleşir. Başta Oğuz boyları olmak üzere bu fetihlerde Anadolu’ya gelen Türklerin büyük kısmı başlangıçta konar-göçer/yörük olarak yaylak ve kışlaklar arasında dolaşmaktadır. 

Yörükler, sefer halindeki ordunun et, süt, peynir, tereyağı gibi ihtiyaçlarını ücreti karşılığı temin etmekle yükümlüdürler. Yörükler arasında orman işleriyle meşgul olan ve kereste üretenler, maden işletmeciliği ya da muhafızlığı yapanlar, derbendlerin muhafazasında görev alanlar da olmuştur. Konar göçerlerin önemli sayıda develere sahip olmaları Anadolu’da taşımacılık tekelini ellerine geçirmelerine de imkân sağlamıştır. Sefer halindeki orduda taşımacılık da yine bu yörük Türkmenler’den temin edilen develerle yapılmıştır. Anadolu’ya yayılan Oğuz boylarından biri olan ve 16. yüzyılda yetmiş bir yer adı ile boylar arasında dördüncü sırada yer alan, bugün ise ancak yirmi sekiz yer adına sahip olan İmir/Emir/Eymür boyu, Anadolu’nun Türkleşmesinde önemli bir yere sahiptir. Tarihi Emiryaman Köyünün, bu boydan Türkler tarafından kurulduğu araştırmalardan anlaşılmaktadır. 

1530 tarih ve 438 numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri’nde Ankara Sancağının Ankara Kazasına bağlı Emiryaman köyü olarak kayıtlarda yer almıştır. 1831 yılı nüfus verilerinin kayıtlı olduğu Ankara Nüfus Defterinde de Eryaman Köyü’nün Eymirhan ismiyle kaydedildiği görülmektedir. Köyün kurucusu olduğu rivayet edilen ve emrindeki toplulukla yörüklere ait iş ve işlevleri yerine getiren Emiryaman hakkında fazla bilgi bulunmasa da kabri burada caminin yanında yer almaktadır.

Etimesgut Belediyesi tarafından 2018 yılında tarihi, millî ve manevî değerlere sahip çıkma adına Emir Yaman Hazretlerinin kabrinin bulunduğu bu yere yaşadığı dönemin mimari ve estetik özelliklerini taşıyan anıt mezar yapmıştır. 

Anıt mezar, üstü açık inşâ edilmiştir. Bulunduğu yer ve çevresi değerlendirilerek, anıt mezarın yaslandığı duvar bir anıt duvara dönüştürülmüş, böylece bu değerli zatın kabri, adına yakışır şekilde vurgulanarak, gelecek nesillere Eryaman tarihini anlatacak bir anıt hâlini almıştır.

bottom of page